Bizi Arayın

(+90) 505 632 62 49

İletişim, yalnızca kelimelerin aktarımı değil; karşımızdaki kişiyi anlamaya, duygularına dokunmaya ve ona varlığını hissettirmeye yönelik bir etkileşimdir. Bir psikolog olarak gözlemliyorum ki, özellikle çocukluk döneminde kurulan iletişim, bireyin kişilik gelişiminde belirleyici bir rol oynuyor. İletişim becerisi, yalnızca söylenenleri işitmek değil, ardındaki duyguları ve düşünceleri de doğru anlayabilmektir. Çocuk, ailesiyle kurduğu ilk iletişim deneyimleri aracılığıyla dünyaya, kendine ve insanlara dair temel bakış açılarını inşa eder.

     Ebeveynlik stilleri bu süreçte önemli bir yer tutar. Otoriter, demokratik, izin verici ve ihmalkâr ebeveynlik stilleri, çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini doğrudan etkiler. Yapılan araştırmalar, çocukların özgüvenli, sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için en destekleyici tutumun demokratik ebeveynlik olduğunu göstermektedir. Demokratik ebeveynler, çocuklarına sevgi dolu bir yaklaşım sergilerken aynı zamanda gerekli sınırları da koyar. Buna karşın otoriter, izin verici ya da ihmalkâr yaklaşımlar, çocukta kaygı, düşük özgüven ve sosyal ilişkilerde zorluklara yol açabilir.

    Çocuklarla kurulan iletişimde, kullanılan dilin tonu, mimikler, jestler ve duygusal geri bildirimler de en az kelimeler kadar etkilidir. Olumlu geri bildirim ve teşvik, çocuğun özgüvenini güçlendirirken; empatik bir tutum, onun duygusal farkındalığını artırır. Açık ve net iletişim, çocuğun kendisinden ne beklendiğini anlamasını kolaylaştırır ve kaygı düzeyini düşürür. Öte yandan, eleştirel, sert ya da tutarsız iletişim şekilleri, çocuğun öz değer duygusunu zedeleyebilir ve ilerleyen yaşlarda benlik algısında derin yaralar bırakabilir.

    Özgüven, bireyin kendini tanıması, kabul etmesi ve yaşamını yönlendirme gücüne inanmasıdır. Bu yapı, özellikle erken çocukluk döneminde, çocuğun ailesiyle kurduğu ilişkiler temelinde şekillenir. Sevgi dolu, destekleyici ve sınırları net bir ortamda büyüyen çocuklar, hem içsel olarak dengeli bireyler olur hem de sosyal çevrelerinde sağlıklı ilişkiler kurabilirler. Buna karşın, aşırı eleştirel ya da tutarsız ebeveynlik yaklaşımları özgüven gelişimini sekteye uğratabilir.

Sonuç olarak, çocuklarla kurulan iletişim, onların gelecekteki kimliklerini, ilişkilerini ve hayata karşı duruşlarını doğrudan etkileyen bir süreçtir. Sevgi, saygı, anlayış ve tutarlılık temelinde kurulan bir iletişim, çocuğun hayat boyu taşıyacağı güçlü bir öz benlik inşasına katkı sağlar. Bir çocuğun geleceğe umutla ve güçle yürüyebilmesi için bugün ona duyduğumuz güveni, sevgiyi ve anlayışı hissettirmemiz şarttır.

Stajyer Psikolog  Açelya Narin

Stajyer Psikolog  Melih Süleymanoğlu

Stajyer Psikolog Tuğba Yağcı 

Stajyer Psikolog  Zehra Durdu 

Stajyer Psikolog Zeynep Akçin 

Kaynakça 

[25/4 20:11] +90 537 059 41 92: Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development. Basic Books.

[25/4 20:11] +90 537 059 41 92: Özyürek, A. (2010). Okul fobisi ve nedenleri. TürkPsikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4(34), 23–29.

 [25/4 20:11] +90 537 059 41 92: Özyürek, A. (2014). Ebeveynlik stilleri ve çocuk gelişimi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 5(41), 25–34

[25/4 20:11] +90 537 059 41 92: Darling, N., & Steinberg, L. (1993). Parenting Style as Context: An Integrative Model. Psychological Bulletin, 113(3), 487–496.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir